← blog

“Greenwashing”
(Çevreci Aklama)
nasıl fark edilir (ve önlenir)?

14.08.2023

Uğur Köseoğlu

Eğer siz de bizim gibiyseniz, çevreye önem veriyor ve gezegen için iyi seçimler yapmak istiyorsunuz demektir. Çevrenizde “Yeşil”, “çevre dostu” veya “sürdürülebilir” olduğunu iddia eden ürünleri, hizmetleri veya şirketleri inceleyebilirsiniz. Ama doğruyu mu söylediklerini, yoksa sadece sizi kandırmaya mı çalıştıklarını nasıl anlarsınız?

“Greenwashing”, bir ürünün, hizmetin veya şirketin çevresel faydaları hakkında yanlış veya yanıltıcı iddialarda bulunmasını tanımlayan bir terimdir. Bugün ne yazık ki çevreye duyarlı seçimler yapmak isteyen tüketicilerin dikkatlerini çekmenin, onları kandırmanın bir yolu olarak “marketing” adı altında kullanılmaktadır.

 

“Greenwashing”, aşağıdakiler gibi birçok şekilde ve formda olabilir:

1) Herhangi bir kanıt veya sertifika sunmadan “doğal”, “çevre dostu”, “biyolojik olarak parçalanabilir” veya “karbon nötr” gibi muğlak veya asılsız terimlerin kullanılması.

2) Bir ürün veya hizmetin çevresel etkisi veya performansı hakkında yalan söylemek veya abartmak, örneğin gerçekte olduğundan daha fazla enerji veya su tasarrufu sağladığını söylemek.

3) Bir ürün veya hizmetin nasıl üretildiği, paketlendiği, taşındığı veya imha edildiği gibi olumsuz çevresel yönlerini gizlemek veya göz ardı etmek.

4) Ağaç dikmek veya bir hayır kurumuna bağışta bulunmak gibi kendilerini iyi gösterecek tek bir hususa veya girişime odaklanmak ve işlerinin genel çevresel etkisini göz ardı etmek.

Kendilerini kendilerinden daha kötü olan diğer ürün veya hizmetlerle karşılaştırmak, örneğin herhangi bir bağlam veya kriter belirtmeden kendi ürünlerinin başka bir üründen “daha çevreci” olduğunu söylemek. Çevreci Aklama sadece yanlış davranış veya sahtekârlık olmamakla birlikte, aynı zamanda çevreye ve tüketicilere de zarar vermektedir. Bu durum, düşündükleri kadar çevre dostu olmayan ürün veya hizmetleri satın alabilecek tüketiciler için kafa karışıklığı ve güvensizlik yaratmaktadır. Aynı zamanda gerçek yeşil işletme ve kuruluşların rekabet avantajlarını ve güvenilirliklerini azaltarak işlerini zorlaştırmakta,  ve en önemlisi tüketicilerin çevreye gerçekten yardımcı olabilecek bilinçli ve sorumlu seçimler yapmalarını engellemektedir.

 

“%100 Doğal” yazmakla olmuyor.

Peki “Greenwashing” i nasıl tespit eder ve önleyebilirsiniz? İşte bazı ipuçları:

Ödevinizi yapın. Yalnızca etiketlere, logolara, sloganlara veya onaylara güvenmeyin. Üçüncü taraf (third party) sertifikaları, bağımsız incelemeleri, bilimsel çalışmaları veya müşteri geri bildirimleri gibi güvenilir bilgi kaynaklarını arayın. Daha fazla ayrıntı ve şeffaflık için şirketin web sitesini ve sosyal medya hesaplarını kontrol edin. Farklı ürün ve hizmetleri özelliklerine, avantajlarına ve etkilerine göre karşılaştırın.

Sorular sorun. Şirketlerin iddialarına ve vaatlerine itiraz etmekten korkmayın. Kanıt veya açıklama isteyin. Çevresel etkilerini nasıl ölçüyorlar? Hangi standartları takip ediyorlar? Ürün veya hizmetlerinin sınırlamaları nelerdir? Operasyonlarının olumsuz yönleriyle nasıl başa çıkıyorlar? Geleceğe yönelik hedefleri ve planları neler?

Eleştirel düşünün. Duygusal çekiciliklere, akılda kalıcı sloganlara veya yeşil görsellere kanmayın. Gördüğünüz, duyduğunuz ve okuduğunuz şeyler hakkında eleştirel düşünün. Tutarlı, mantıklı ve gerçekçi mi? Mantıklı geliyor mu? Beklentilerinize ve değerlerinize uyuyor mu? Doğru olabilmek için çok mu iyi? Akıllıca seçim yapın. İhtiyacınız olmayan veya istemediğiniz ürün veya hizmetleri satın almayın.

Miktar yerine kaliteyi seçin. Tek kullanımlık ürünler yerine dayanıklı, yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir veya kompostlanabilir ürünleri tercih edin. Minimum ambalaja, düşük toksisiteye, yüksek verimliliğe ve düşük emisyona sahip ürünleri arayın. Mümkün olduğunca yerel, organik, adil ticareti ve etik işletmeleri destekleyin.

Harekete geçin. Şirketlerin uygulamalarını veya politikalarını değiştirmesini beklemeyin. Harekete geçin ve onlardan daha fazla hesap verebilirlik ve şeffaflık talep edin. Onlarla doğrudan iletişime geçin ve endişelerinizi veya önerilerinizi iletin. Yorum yazın ve görüşlerinizi başkalarıyla paylaşın. Vaktiniz var ise çevresel adaleti ve sürdürülebilirliği savunan kampanyalara ve hareketlere de katılabilirsiniz.

“Greenwashing”  hem çevreyi hem de tüketicileri etkileyen ciddi bir sorun. Ancak farkında olarak, bilgili ve yetkilendirilmiş olarak, çevreci aklama’yı tespit edip önleyebilir ve kendiniz ve dünya için daha iyi seçimler yapabilirsiniz.

Şirketlerin “greenwashing”i kullanmasının sebeplerinden en önemlisi tüketici ve paydaşların gözünde daha “sürdürülebilir” görünmektir. Sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetinden ödün vermeden, günümüzün ihtiyaçlarının karşılanması anlamına gelen bir kavramdır ve kalkınmanın ekonomik, sosyal ve çevresel yönlerini dengelemeyi içermektedir.

Ancak sürdürülebilirlik artık anlamını yitirmiş bir terim haline geldi. Pek çok şirket, işlerini olağan uygulamaları olarak meşrulaştırmak veya ürünlerini veya hizmetlerini gerçekte olduğundan daha çevre dostu olarak pazarlamak için bir tanıtım (“PR”) çalışması olarak sürdürülebilirliği kullanmaya başladı. Malesef bu tür şirketler sürdürülebilirliği, çevresel etkilerine ilişkin sorumluluktan kaçınmanın bir yolu olarak veya diğer işletmelere göre rekabet avantajı kazanmanın bir yolu olarak kullanabiliyorlar.

Bugün karşı karşıya olduğumuz çevre krizini çözmek istiyorsak sürdürülebilirlik yeterli değil. Sürdürülebilirliğin ötesine geçip yenilenmeyi hedeflememiz gerekiyor.

Yenilenme (“Regeneration”), doğadan aldığımızdan fazlasını geri vermek, ona sağlık ve canlılık kazandırmak anlamına geliyor. Bu, yalnızca olumsuz etkileri azaltmak değil, insanlar ve gezegen için olumlu etkiler yaratmak anlamına da geliyor. İş modellerimizi ve uygulamalarımızı doğanın ilkelerine ve döngülerine uygun hale getirecek şekilde dönüştürmek anlamına geliyor.

Yenilenme, çözümün bir parçası olmak istiyorsak, hepimizin bireysel ve kurumsal olarak çabalaması gereken yeni standart yenileyici yaklaşım haline geldi. İşletmelere daha iyisini yapma konusunda ilham vermek istiyorsak mesajımızı ve beklentilerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Bu yüzden “sürdürülebilirlik” kelimesini bırakıp, “yenilenme” kelimesini kullanmaya başlamamız gerekiyor .

“Rejeneratif” işletmeler resmin tamamına bakıyor, sadece kendilerini iyi gösteren tek bir yöne veya girişime odaklanmıyorlar. Kaynak sağlamadan üretime, dağıtıma, tüketime ve imhaya kadar tüm değer zincirlerinin etkisini dikkate alıyorlar. Sadece çevresel ayak izlerini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel el izlerini de artırıyorlar. Her sipariş için sadece bir ağaç dikmiyor, ormanların yok olmasına neden olduğunu bildikleri malzemeleri kullanmayı da bırakıyorlar.